Lilypie 5th Birthday PicLilypie 5th Birthday Ticker

27 Şubat 2009 Cuma

Şükür kavuşturana..

Nihayet bilgisayar başına geçebilme imkan ve vaktini bulabildim. Çok yorucu günler geçirdim ve halen daha yığınla yapmam gereken işim var, şükür en zorları geride kaldı. Bizleri merak eden dostlarımıza teşekkürü borç biliriz;) 
Bu kadar uzun bir arada neler mi yaptık? Şükür kendimizi üst kata atabildik, yarım yamalak da olsa yerleştik, okulların yarıyıl tatili bizim için tek fırsattı ve bu fırsatı değerlendirip Umre'ye gittik ve birkaç saat öncede evimize döndük şükürler olsun.. Yolculuğun yorgunluğundan mıdır bilmem, başımdaki korkunç ağrıya rağmen birkaç resimde ekleyerek ayrılacam şimdilik;) Malum daha yapmam gereken çok işim var;) İnternetimizde yeni evimizde pek nazlı sağolsun, sürekli bağlantı kopup duruyor:( bu ev düzeni oturtana kadar beni epey uğraştıracağa benziyor hamdolsun.. 

Gelelim İbrahim Eren'den haberlere.. 
İbrahim'e bir haller oldu, inanılmaz hareketlendi bir saniye bile yerinde durmuyor:( gürültüsü de cabası:( Evin taşınması okul tatiline de denk gelince, çekilmez dayanılmaz bir velet oldu bu aralar. Sanırım işlerimizin yoğunluğundan O'nunla ilgilenemediğimiz için dikkat çekmek için kendine böyle bir yöntem seçti. Kah okulları tatil edene, kah İbrahim Eren'e kızarak geçirdik günlerimizi:) Önümüzdeki Cumartesi okullar açılıyor ve İbrahim'in yarım günde olsa enerjisini okulda harcayağı için mutluyuz:P
İbrahim Eren muhteşem bir karne ile yarıyıl tatiline girdi,Aslında karnesinin resmini koymayı isterdim ama çok sayfalı ve çok yazılı bir karne, ben bile baştan sona bir kere ancak okuyabildim. Okulunun her hareketini izlemlemesi, not etmesi ve uzmanlarının fikirlerini yazmış olması beni oldukça memnun etti belki sene sonunda istek ve talep olursa :P karnesini sayfa sayfa eklerim;)



Uzun yıllardır İbrahim için sakladığım beyaz eşya kolileri ev taşınmasında da görevlerini tamamlayınca, bir tanesinin ön tarafına bir kapı, yan taraflarınada birer pencere açtım, başka bir kutu ile üzerine çatı yaptım, bacasız olmazmış bacasına horozlar koyacakmış diye birde baca yaptım, içerisinede bir el feneri astım ve İbrahim Eren'e ait kocaman bir ev oldu;) daha sonra da dilediğince süslemesi için kendisine teslim ettim, en fazla 10 dakika oyaladı ama çok mutlu oldu.. Halen daha odasında sapasağlam duruyor arasıra içerisine girerek masal kitaplarını okuyor;)
Bir diğer kutuda isteğe göre uzay gemisi yahut araba olmak için kenara ayrıldı..





Bu resimlerde Umre'den.. Fakat bir saniye bile yerinde durmadığı için pek fazla net resim yakalayamadım:( Biz idare ettik ediyoruz artık, size de tavsiye ederiz;)

Bu resmi anlaşmalı çektim.. Arkasında da Kabe manzarası olsun diye çok çırpındım ama o sırada yan tarafımızda bir kadın fenalık geçirmeye başlayınca dikkatler yine dağıldı ve bu resim çıktı ortaya:) daha sonrada yakalabilene aşk olsun:)


Nadir net resimlerden birisi:) gecenin yarısı hava serin olunca böyle sarılmış ihramina:)

Şimdilik ayrılıyorum. İnşaAllah artık vakit bulabilirim internette azizlik yapmazsa dostlarımın bloglarını gezecem tek tek..;)



2 Şubat 2009 Pazartesi

Bir daha taşınmak istersem biri bana bu postu hatırlatsın:)

Sıkıldım ben ya, taşınmak bana göre değilmiş. Habuki ne kadar çok istiyordum. ama ben bir an önce olsun bitsin istiyormuşum. Şimdi işler uzayınca canımı sıkıyor. Hatta bazen kendime taşınmak senin neyine ne güzel kirli pasaklı oturuyordun şurada diyorum:) birkaç dakika dinlenip kafamı farklı birşeyle dağıttıktan sonra da ne zamana kadar böyle başıboş sorumsuz yaşayacaktın artık kendine çeki düzen vermenin vakti gelmişti diyorum:) Galiba ortama ayak uyduramayan benim duygularım:)
Birde boyacıyla başım dertte şimdi:) Adamcağız boya kokusundan olsa gerek iyice bulmuş kafayı, bildiğini yapıyor:) Habuki çok takıntılı bir yapım var, duvardaki bir pürüz, bir leke o odaya girmememe hatta eve taşınmak istemememe sebep olabilir. Sağolsun eski komşularımda yememiş içmemiş duvarları matkapla delip çivi çakmışlar, artık çakacak yer kalmayıncada boşlukları silikonla doldurmuşlar. Bu işinde bir usulu var canım silikon duvar deliği doldurmak için icad edilmemişki. çok yaratıcı komşum kendi icadı gibi kullanmış ama:P
Boyacı amcamda bu durumdan pek rahatsız görünmüyor, gerçi ben boyadan sonra bakacam onların icabına dese de(nasıl olacak pek anlamadım), ben karşımda boyanmış kaymak gibi duvar göremeyince çileden çıkıyorum:( Biraz önce yine yukarı çıkıp boyamak için hazırladığı odadaki silikonlara bir el attım;) Öyle kolay kolayda sökülmüyorlar yerlerinden, ancak takı yapmak için kullandığım aletlerle oyarak deşerek sökebiliyorum:) yani boyacı yapamaz bu işi:P Amcam ben oradayken ilgilenmiyormuş gibi davransada eminim ardımdan bildiği en güzel iltifatları etmiştir :D çünkü O boyasını karıyordu, ama kardığı boyayı duvara sürebilmek için birkaç saatini alacak daha iş çıkardım başına..
Birde renk davamız var şimdi:) Ben boyayacağı oda için lila rengi istemiştim. O kanarya sarısı yapalım biz burayı diye ısrar ediyor:) Yatak odası için kemik rengi olsun dedim. Amcam pembe almış, bu aralar yatak odasında pembe renk revaçtaymış:) Benim bordo-kahve-krem temalı odamada pembe nasıl yakışır:) ama amcamı mı kıracam iki duvar pembe iki duvar krem olsun dedim. Ben o şekil duvarı 17 yıl önce boyamıştım diyerek beni geriden gelmekle itham etti birde:) 
Mat boyaydı parlak boyaydı kavgamızdan bahsetmiyorum bile.. Ben janjanlı ambalaj kağıdı gibi duvar istemiyorum. soft olsun mat olsun diyorum. Amcam, napcan mat duvarı sen onu silemezsin lekesini temizyeleyemezsin biraz parlak olsun diyor. demekle de kalmıyor bildiğini yapıyor zaten:) Yıllardır mat boya kullanıyorum sildimde yıkadımda bişe olmadı diyorum. Hade canıım sendee diyor:D Kazasız belasız bitseydi bari şu boya işi:) ondan sonrada seramikçi gelecek, onada takacak birşeyler bulurum ben :) 

Bugünleri unutmamalıyım ki bir daha taşınmaya cesaret edemiyeyim. Yoksa temizliğin tadını alırsam her temizlik vakti taşınsam diye tuttururum ben:P Gerçi unutamıyacağım bir evim var şu anda, toparlamaya çalıştığım eşyaları toplamaktan çok saçıp dağıttığım adım atacak yer bırakmadığım bir ev:( bu durumdan en çok İbrahim Eren memnun, kendisine o kadar çok eğlenecek şey buluyorki. Bundan sonra canı sıkıldığı zaman dibi köşeyi döküp önüne verecem birkaç gün aramaz beni herhalde:P
Dün okuldan geldikten sonra daha üstünü bile tam çıkarmadan, benim atmak için ayırdıklarımdan kendine bir kostüm hazırlamış:) resmini çekmeye çalışırkende bana poz veriyor.. Resimleri buraya ekleyecem ama birkaç yıl sonra aklı ermeye başlar, beni niçin buralarda madara ettin diye hesap sormaya kalkarsa ne derim bilmiyorum:)


Kafasında yazlık küçülmüş bir şapka, ellerinde kışlık eldiven, ayağında daha okul pantolonu, üzerinde de atlet:)



Yeri gelmişken ekleyeyim bari.. İbrahim Eren annesinin karnındayken babası 2000 parçalık bir puzzle işine el atmıştı. İbrahim Eren 3-4 aylık olunca, babasının ancak yarılayabilmiş olduğu puzzla, nasıl olmuşsa bebek koltuğundan sıyrılarak inmiş ve parçalarını yemeye teşebbüs etmişti:) Annesi de, kocasının o kadar aylık emeğine acımayıp darmadağın edip kutusuna doldurmuş, bi ara yok ederim bunu diyerek bir köşeye tepiştirivermişti.  Dip köşe dökülünce puzzlede ortaya çıktı :S  Babasıda ben bunu yapacam diye tutturunca hiç kalabalığımız yok ya, 100'e 70 ebatlarında bir karton üzerinde birde o dolaşıyor ortalıklarda:) 

Bu birkaç gün önceki hali.. Bugün itibari ile en fazla yerleştirilecek 50-60 parçası kalmış durumda. Tam olarak bitip, çerçevelendikten sonra yeni evimizin duvarını süslerken bitmiş fotosunuda eklerim inşaAllah..

Bitince böyle olacak..