Lilypie 5th Birthday PicLilypie 5th Birthday Ticker

24 Mart 2009 Salı

Çocuklarda tırnak yeme...

Sevgili Mertim Benim'e çok uzun zaman önce tırnak yeme hakkında bir yazı yazacağıma söz vermiş fakat taşınma kargaşasında bir türlü fırsat bulamamıştım. Şimdi sözümü tutuyorum arkadaşım umarım geç kalmamışımdır.

Neden ben tırnak yeme hakkında yazı yazıyorum? Bir zamanlar aynı sorunu yaşamış ve uyguladığı yöntemle başarılı sonuç almış bir anne olarak niyetim sadece tecrübelerimi aktarmaktır. Ben ne pedegog ne de psikolog değilim, bu yüzden yazımın yanlış anlaşılmamasını istiyorum. Uyarı yahut eklemelere açığım arkadaşlar..


Aslında her çocuk hayatının bir döneminde tırnak yeme eylemini gerçekleştirirmiş biliyormusunuz? Bu dönemde davranışına karşılık çevresinden aldığı geri bildirimlerde bu eyleminin kalıcı olmasındaki en büyük etkenlerde biriymiş..

İbrahim Eren'de 2-2,5 yaşları arasında böyle bir dönemden geçti ve bu dönem 6 ay sürdü.. Bu kadar uzun sürmesinin sebebi de o zamanlar tırnak yiyen bir çocuğa nasıl davranılacağını bilmeyen benim yüzümden oldu..Ve o dönemde çevremde ne kadar çok çocuğun tırnak yediğini fark ettim..:( O yüzden tırnak yeme problemi ile karşı karşıya olan anne-babalar için yahut ileride karşılaşabilecekler için tecrübelerimi aktarmak istiyorum..

İbrahim'in iki sene önce tırnak yediği dönem, babasından uzun süre ayrı kaldığı ve tuvalet eğitimine denk gelen bir zamandı.. Ayrıca İbrahim Eren duygularını açıklamakta biraz ketum bir çoçuk.. Yaşadıklarını anlattırabilmek için denemediğim yol kalmıyor.. İyice tavını aldırabilirsem bazen ağzından laf alabiliyorum işte:) İbrahim konuşmayan bir çocuk mu? Asla! Şimdiye kadar O'nun çenesine tahammül edebilme rekoru kırmış tek kişi benim:) Ama kendisi ile alakalı konuşulmasını istemiyor..Benim iç dünyam bana ait lütfen karışmayın diyor yani, eh bizde saygı duyuyoruz..
İlk başlarda tırnak yeme eyleminin kendiliğinden geçmesini bekledim fakat durumun daha da ilerlediğini fark edince Dünya'ya açılan tek pencerem olan internetin başına oturup kendimce çareler aramaya başladım. Aslında benim aradığım bana yardım edebilecek bir pedegogdu ve arayan bulur misali sonunda aradığımı buldum..:) Bir çocuk sitesinde çocuk davranışları hakkında yazı yazmış altına da mail adresini eklemiş bir pedogoga ''yardıma ihtiyacım var'' diyerek bir mail attım.. Şu anda adını bile hatırlayamadığım bayan bana oldukça açıklayıcı bir maille cevap verdi. Kısaca mailde bu gibi davranışlar sergileyen çocuklar için yapılması ve yapılmaması gereken kurallar vardı..

Yapılmaması gerekenlerin hatırımda kalanlardan başlayalım;
  • Çocuğa davranışından dolayı sürekli uyarıda bulunmak..( Benim en büyük hatam buydu. 24 saatin belkide her dakikası ''İbrahim Eren elini ağzından çıkar'' ''İbrahim Eren çirkin çocuk oldun yine farkındamısın'' diyerek sürekli uyarılarda bulunuyordum.
  • Eylemi ''tırnak yeme'' olarak adlandırmak.. (Biz olayı elini ağzına almak olarak adlandırdık hep)
  • Çocuğun ellerine acı losyon vb. şeyler sürmek..( Türkiye'den özel losyon getirtmiştim:( ama çare etmedi, üstelik bir zaman sonra yanıma gelip ellerini göstererek anne bunların acısı bitmiş acı sür diyordu:) çeşni gibi olmuştu yani O'nun için:D)
  • Başkalarının yanında çoçuğunuzun tırnak yediğinden bahsetmek..( Bunu hiç yapmadım. Bende bazen iyi anne olabiliyormuşum canım:P)
  • Kıyaslama yapmak..Kıyaslama zaten her durumda çocuk için olumsuz davranışlara sebep olur.(Bunuda hiçbir zaman hiçbir şekilde kullanmadım)

Bu saydığım yapılmaması gerekenleri yapmadıktan sonra, geriye çocuğa karşı alınacak tavır kalıyor.. Bunun içinde iki yöntem var,
  • Görmezden gelme yöntemi
  • Kınama yöntemi
Kolay gibi görünse de iki yöntemde birbirinden zor ve sabır isteyen bir süreç..Ben görmezden gelme yöntemini denedim benim için uygun olanı oydu çünkü..

Her iki yöntemde de ailenizdeki ve çevrenizdeki insanların yardımına ihtiyacınız var.

Kınama yönteminin olmazsa olmaz şartlarını tam olarak hatırlayamıyorum.:(

Görmezden gelme yönteminin olmazsa olmaz şartı ise gerçek manada görmezden gelebilmek..
Buradan bakınca gerçekten basitmiş gibi görünüyor ama yaşadığım günleri hatırladıkça halen daha ateşler basıyor beni..
Öncelikle ailenizdeki insanlarla kesinlikle bu konu hakkında açıkça konuşmalısınız. Çünkü görmezden gelme yöntemini başlattığınız andan itibaren çocuğa tırnak yeme davranışına karşılık bir tek uyarı bile yapılmaması gerekiyor. Artık evinizde hiçbirşekilde tırnak yemenin bahsi geçmemeli, sanki o evde daha önce böyle bir durum yaşanmamış ve halen daha da yaşanmıyormuş gibi davranabilmelisiniz.. Eğer eyleminiz bir müddet devam eder ve bir uyarı bile yapılırsa davranışın kalıcı olmasına sebebiyet verme ihtimali çok yüksek..

Oldukça zaman ve sabır isteyen bir süreç ama eğer sonunda benim gibi bir başarıyı yakalayabilirseniz yaşadığınız bütün sıkıntıya değiyor.

Oldukça dikkat isteyen ve hassas bir dönem içerisinde olduğunuzu bilmelisiniz. Çünkü çocuk davranışı ile dikkat çekmeyi adet edinmişken birden bire çarkların tersine döndüğünü ve hatta hiç kimsenin O'nun bu hareketini umursamadığının farkına vardığı zaman her türlü hırçınlığı deneyecek ve hatta tırnak yeme eylemini bir müddet belki daha da abartacaktır.. Sabır en büyük kalkanınız olmalı O'na karşı.. Sinirlerinize güvenemediğiniz durumlarda eşinizden yahut ev halkından mutlaka çocukla ilgilenmesi için yardım istemelisiniz..

Mümkünse bu dönemde her zaman çocuğunuzun yanında olun, çocuğunuzu oyalayabilecek etkinlikler geliştirin ve bunları mutlaka düzenli olarak yapın. Bu aynı zamanda çocuğun ellerini oyalayabilecek bir etkinlik olursa bir müddetde olsa O'nu eyleminden alıkoyacaktır..

Bu dönem içerisinde, tanımadığınız insanlarla muhatap olabileceğiniz durumlardan kaçınmanızı tavsiye ederim. Çünkü elin ağzı torba değilki misali, sizin tırnak yeme konusunda takındığınız tavırdan habersiz başka insanlar çocuğunuza yapacağı bir uyarı ve hatta bulunduğu topluluk içerisinde O'nu küçük düşüreceği bir hareketi bir çuval inciri berbat edebilir..

Bu dönemde çocuğunuzla birlikte gittiğiniz yerdeki tanıdığınız kimseleri (örneğin; akraba, komşu vs. ziyaretlerinde) durumdan haberdar etmenizde fayda var. Eğer gideceğiniz yerdeki insanlara güvenmiyorsanız ne pahasına olursa olsun gitmemenizi tavsiye ederim. Sonuçta bir anne için çocuğu herşeyden daha önemlidir..

Çevrenizde çoçuğuna kıyaslama yapmayı adet edinmiş anneler varsa onlardanda bir müddet uzak durmalısınız. Kıyaslamayı adet edinmiş insanın nerede nasıl bir kıyaslama yapacağını kestiremezsiniz. Çocuğunuzun olmasa bile sizin moralinizi yerle yeksan etmede hiç zorlanmayacağına garanti verebilirim.. Tecrübeyle sabittir..

Kendininde çocuğu olduğu halde yokmuş gibi davranan, çocuk halinden anlamaz bi habermiş gibi görünen, yüzüne iğrenç birşey görmüş gibi bir ifadeyi bürüyüp '' Ay farkındamısın senin çocuğun tırnak yiyor'' diyen arkadaşlarınız varsa mümkünse onlarla artık hiç görüşmeyin..

En başta yazmam gerekeni en sonda yazıyorum belkide.. Eğer imkanınız varsa mutlaka bir pedogogtan yardım alın.. Çünkü önemli olan çocuğun tırnak yemesi değil bu eylemin altında yatan sebeptir..

Naçizane tavsiyelerim bunlardır.. Sürçü lisan etmişsem affola.. Allah-u Teala ''Annelik'' gibi yüce bir görevi biz kadınlara layık görmüş. Dünyadaki en güzel, en zor ve en fazla sorumluluk isteyen bu mesleği hakkı ile başarabilmek için bizlere yardım etsin..

Bu ve benzeri sorunlar yaşayan annelere de sabır diliyorum.. Benim yaşadığım pek çoklarına göre belkide ufacık bir sorundu, ama anne yüreği en ufağını bile kabul etmiyor, edemiyor bilirsiniz..

20 Mart 2009 Cuma

Nasıl bir başlık atacağımı bilemedim:(

Okuyucularıma karşı çok mahcubum.. Elimde olmayan sebeplerden filan değil, tamamen kendi tembelliğim yahut uzun zamandır içinde bulunduğum maratonun yorgunluğundan diyelim;) bloğumu güncellemek hatta internete bile girmek içimden gelmiyordu. Bugün yeneceğim bu tembelliğimi diyerek geçtim bilgisayarın başına.. postun sonunu da getirebilirsem ne mutlu bana;)

Bu aralar çiçeklere fena takmış durumdayım. Yeni evim bütün gün güneş aldığı ve çiçeklerimin evimi sevdiğini de görünce iyice heveslendim. Annem bunu okuyunca çok şaşıracaktır eminim :)
 (anneciğim her kız yaşlandıkça annesine çekermiş teorisini artık bende kabul ediyorum, aslıma dönüyorum yani çaresizim kurtuluş yok:D )
İki gün önce kendi ellerimle solucan dolu toprağı saksılara pay edip, çiçeklerimi köklerini parçalayarak yerleştirdim:) Umarım ömürleri uzun olur;)

Bunlar penceremin önünü süslüyor. Gün içinde kaç sefer pencere önünü ziyaret edip köklerini didiklediğimi hatırlamıyorum bile:P Cinslerini, adlarını bilmiyorum. Bilen arkadaşlar söylerse memnun olurum.


 Bu da sevgililer gününde gelmişti;) Halen daha capcanlı ve 3 ayrı filiz vermiş durumda..


Çiçeklerden bahsedilirde İbrahim'den bahsedilmez mi? 
Bugün O'nun günüydü. Günlerden Perşembe yani tatil günü olunca çok uzun zamandır yapmadığımız birşeyi yaptık ve ailece elele hareme kadar yürüdük ve en önemlisi İbrahim'e bugün ''yapma'' ''etme'' demedik. O'da dilediğince yerlerde yuvarlandı toza toprağa yattı, bulandı ama çok eğlendi ve en önemlisi yoruldu:) eve gelince yemeğini ancak yiyebildi olduğu yere sızdı kaldı:) eh sabahın sekizinden beri full enerji hoplayıp zıplıyordu. Uyusunda annesi biraz dinlensin artık:) 

Haremden sonra uğradığımız alışveriş merkezinde kiraladığımız bu motorla alışveriş merkezinde dolaşanları ezmeye kalktı, dükkanların içine girmeye çalıştı. Motorun zamanı dolup teslim ettiğimiz zaman Esnaf ve müşteriler derin bir nefes aldı:)

İbrahim Eren'e eğlence mi yok. Daha sonra kendisine İran'lı bir arkadaş buldu. yaşça çok küçük olmasına rağmen hareket ve yaramazlıkta ortak noktayı bulup alışveriş merkezinin altını üstüne getirdiler..


Bugün çok ilginç birşey daha yaptı.. Sabah herkesten önce uyanıp çizgi film izlemeye koyulmuşken, yanıma gelip beni uyandırdı ve ''anne kızmazsan sana birşey söylecem'' dedi. Uyku sersemliğiyle söyle bakalım dedim:) yoksa kızılacak birşey ise kızarım diye pazarlığımı yapardım:P  ''Ben oturma odasındaki perdeyi düşürdüm'' dedi. '' Nasıl başardın'' diye sorduğumda verdiği cevap daha ilginçti. '' Şeytan bana perdenin ipini çek, perdenin ipini çek dedi bende kendime hakim olamadım çektim, perdede boom diye düşüverdi'' dedi:D 

Bugünlük bu kadar yeter.. Bir daha arayı bu kadar açmamak dileği ile..